Okuyacağınız bu romanın kahramanları ve yaşadıkları, her satırıyla gerçeği yansıtmaktadır.
‘’Diyarbakır’ın göğsünde terli bir akşam,
Daralan sokaklarda bir yaşamı çaldılar.
Abdülselam kardeşimi arkasından vurdular…’’
Zeynep Yavuz; bu edebi yapıtında, kayıp çocukluğunun 1980- 12 Eylül Askeri darbesiyle örselediği can kırıklarıyla yüzleşiyor. Okurlarını; geçmişin paramparça aynalarından, trajik hayatlara, portrelere ve Diyarbakır’a ait mekanlara taşıyor.
Henüz on yedi yaşında lise öğrencisiyken katledilen bir amca (Abdülselam Aydın) ve aynı dönem uzun bir mahkumiyetle tutsak bir babaya, ellerini uzatabilmek için yıllar yılı çabalayan bir kız çocuğunun çalınmış çocukluğundan, Diyarbakır’dan ve Diyarbakır Askeri Cezaevi’nin kapılarından bizlere sesleniyor.
Zeynep Yavuz; yaşam ve ölümle, mahkumiyetle, acıyla, ayrılıkla, yoklukla, çaresizlikle sınanmış o yıllardan, aslında bireysel bir hafızadan yola çıkarak toplumsal bir hafızaya ve o sürecin oluşturduğu travmalara, kanatları koparılmış bütün çocuklar adına buruk ve trajik bir pencere açıyor. Kayıp bir çocukluğun saf ve irkilmiş gözleriyle 78 kuşağına ve o yıllara üçüncü gözle bakıyor.
Kitabın tüm gelirleri “Sevgi Evlerine ve Depremden etkilenenlere” bağışlanmıştır.